

Son Reankarne
Bölüm 2
İlahi Olanın Koruyucusu
"KALK!"
Naoki bitkin halde yere kapaklanmış yatıyordu.
"Lanet olsun, bu his..."
"KALK!"
Az önce olanlar zihninde dalga dalga yayılıyordu. Artık bir önemi var mıydı? Ağlamak istiyor, haykırmak istiyordu. Tek bir ses çıkmadı. Yorgundu... o kadar yorgundu ki gözünü dahi açmak istemiyordu. Ama etraf yine de ısrarla gözüne görünüyordu.
"KALK!"
Naoki etraftaki görüntüleri görünce sıçrayarak kalktı. Zaman o kadar yavaş hareket ediyordu ki olacak olanların acısı daha da arttıkça artıyordu. Olanları tepeden izliyordu. Yerde kanlar içinde yatan ufak bir cisim, ve sağlık ekipleri tarafından sedyeye konulan genç bir çocuk vardı.
"Neden!.."
Naoki'nin haykırışları etrafta dalgalandı. Taa ki, karşısına dev bir siluet çökene kadar.
"Bak Naoki, izle..."
Ses o kadar gürdü ki, dalgasıyla geriledi.
"Neden ben... neden?"
Genç kızın dizleri üzerine kapaklanmış köpeği için ağlayışını görünce öfkesi yükseldi. "Lanet olsun neden ben, neden. Onu mutlu edebilir, ona daha yakın olabilirdim..." Karşısındaki silueti daha önce hiç görmemişti. Bakışlarını ona öfkeyle kaldırdı. Tüm bunların sebebi bu muydu? Beni sürekli öldürüp yeni bedene sokan?
"KES!"
Naoki sesin gürlüğüyle titredi. Zaman akıp gidiyordu ve artık bu görüntüyü daha fazla görmek istemiyordu. "Ne olacaksa olsun, ama bir an evvel olsun." Tekrar bakışları genç kıza kaydı. "Ama onu bir daha görememek..."
"Sen de kimsin?"
"Ben İlah üçlüsünün koruyucusuyum."
"Yoksa sen... sen beni her defasında bi bedene reankarne eden misin?"
Soruyu sormuştu, ama diğer bir taraftan işkence gelen bu anın sorumlusu buysa daha fazla bu anı yaşamak istemiyordu.
"Öyle, ya da değil?"
"Nasıl Yani?"
"Çok fazla soru sormaya başladın. Önce sus ve dinle. Neyi gördüğünü görür, neyi düşündüğünü bilirim. Daha fazla uzatmana gerek yok."
Naoki yutkunduğunu ya da düşüncelerini yuttuğunu hissetti. Başka zaman olsa bunu kesinlikle denemeye, test etmeye çalışırdı, ama İlahi üçlünün koruyucusu gözünde daha da büyüyüp duruyordu.
"Olmaması gereken oldu. Ölmemesi gereken öldü."
Naoki havaya sıçramaya çalıştı, ama başarısız oldu. "Sonunda, ilk defa bir hata kulağa bu kadar güzel gelebilirdi."
Koca siluet eliyle Naoki'nin düşüncelerini savuşturarak susturdu.
"Senin yüzünden, benim yüzümden ilk defa başka biri öldü. İki seçeneğin var. Ya yeniden reankarne olmamayı seçeceksin ya da..."
"Yettttt-taaaaa"
Sıçrayamasa da, karşısındaki siluet kadar gür sesi çıkmasa da sevinç çığlığı atacaktı.
"SERSEM1"
Naoki sesinin kitlendiğini hissetti. Düşüncelerinin durdurulması garipti. Ama karşısındaki siluetin daha da dalgalandığını, sinirlenmesine bağladı ve dinlemeye geçti.
"Ya bir daha reankarne olmayıp dünyanın sonuna kadar ruh halinde kalırsın ya da ölmemesi gereken o genç insanın bedeni girersin."
Naoki şaşkındı, ancak şuan bir beden formunda olmuş olsaydı sevinçtan yerinde duramazdı. İlk defa bir insan bedenine girecekti. Ya da artık o ölüm hissinden kurtulacaktı. İki seçenek de hayatı boyunca en çok istediği şey olabilirdi, ama bakışları o kıza daldı. Ve kararını vermişti. Hatta onun için başka bir seçenek yoktu. Diğer seçenek sadece orada olması gerektiği için vardı.
"Kararında kesinsin."
İlahi üçlünün koruyucusunun yüzü gülüyordu. Olması istediğinin olduğu gibi garip bir his yayıyordu.
"O zaman, olmasını istediğin olacak olan olsun!"
Naoki güçlü bir titremenin kendisine çarptığını hissetti. Ve görüsünün önündeki görüntüler dalgalar arttıkça silindi... silindi...
