top of page
Namecard_Banner_Razor_Wolvensprint.png
GÖREV KİTAP KAPAĞI.png

Görev

Bölüm 1

Buluşma

Bir aylık yolculuğunun sonunda artık hedefine daha da yakındı.
Yazgısı için söylenenlere aldırmadan, tüm dertlerini geride bırakarak geldi.
Öyle bir geldi ki, artık dönüşü çok zordu.


Parlak gün ışığının renkleri her yere dağılmıştı. Etraftaki bu güzelliklere aldırmasaydı civar dükkanlardan ya da hayvan bakanlardan, hatta bir tarlada çalışarak gününü geçirmek zorunda kalacaktı. O çalışanlardan sadece bir ya da ikisi zengin olabilecekti. Bugüne kadar hep böyle olmuştu.


“Ne kadar gereksiz ve umarsız.”


Adora yanından geçen kadına aldırmadı. Her gün bu tip söylemlere bu tip bakışlara maruz kalıyordu. Çok iyi biliyordu, hayata gelme sebebi diğerlerinden farklıydı. Bu kasabada doğmuş olabilir, ama buraya ait hissetmiyordu. Yapacağı başka şeyler vardı ve bu başka şeylerin ne olduğunu bulana kadar da durmayacaktı.


Yol ayrımından dönüp gözden kaybolana kadar ve hatta sonrasında dahi genç bir kız yolun kenarındaki bahçede topladığı meyvelerden sinirini çıkartarak Adora’nın ardından baktı. Öfkesi yüzüne vuran genç kız, Adora’nın peşinden koşarak saçını başını yolmak istiyordu. Evet, bunu yapacaktı, bunu yapmalıydı. Ama kız, ensesine yediği şaplakla işinin başına dönerek bu sinirini atacağı başka bir güne kadar beklemek zorunda kaldı.


Adora o sabah çok erken saatte kalkmıştı. Daha doğrusu pek uyuduğu da söylenemezdi. Dün aldığı bir haber yüzünden heyecanı uykusunun önüne geçiyordu. Gerçi biraz olsun temkinli davranmak da istiyor, heyecanı hüsranla sonuçlansın istemiyordu. Geçen yıl bekçi Belfit’in athırsızı oğlunun kendisi için düzenlediği şakayı unutmuş değildi. Gerçi o veletin hakkından öyle bir gelmişti ki, çocuğun bebek gibi yüzüne geçirdiği tırnakları yakışıklılığını biraz gölgelediği için olsa gerek bir daha ne o ne de kasabadaki başka birisinin kendisine şaka yapabileceğini sanmıyordu.


“Sonunda işte buradayım!”


Adora kasabanın girişinin kuzey yamacına bakan dağın eteklerindeki büyük çınarlığın altına varmıştı. Çınarı gölgeleyen kavak ağaçlarının hışırtısı dışında etrafta duyulacak bir tek çeşmeden akan su sesi vardı.


Uzaktan bir atlının gelişini görünce heyecandan yerinde zıpladı. Ama bu heyecanı çok uzun sürmemişti. Atla gelenin Faratar’ın oğlu haberci Semi olduğunu görünce sert bakışlara büründü.


“Ne işin var burada?”


Adora, bel bükmüş, oldu olacak çocuğu sorgusuz sualsiz yaka paça al aşağı edecekti.


“Biraz sakin ol. Bir haber var sana.”


Çocuk Adora’nın bu hallerine alışık gibiydi. Arkadaş da olmadığı kesindi ama kızın bu haline hiç de tepki vermemişti.


“Ne haberi?”


“Ben bilmem,”


Çocuk omzuna çapraz asılı çantasından bir kağıt parçası çıkarttı.


“Mühürlü…”


Adora, kendisine uzatılan kağıt parçasını aldı. Alelacele mühürlenmiş olduğu belliydi.


Semi, bir başkası olsa, başkan dahi her kim olursa olsun bahşiş beklerdi, ancak Adora’dan bunu beklemenin sonucu meydandaki çeşmenin fışkırttığı suya karşı elinin kolunun bağlanmasına neden olabilirdi. Çocuk atını geldiği yöne çevirerek oradan uzaklaştı.


Adora mührü hemen kırarak katlanmış kağıdı açtı ve okudu.


“İzleniyorsun. Hemen oradan ayrılıp Sarı Sancar kalesinin ardındaki kasabaya gel. Kasabanın iç kısımlarında geyik başlı bir han tabelası göreceksin. Soysuz Cekez’i sor. Bana ulaşacaksın. Ve sakın nereye gittiğini kimseye söyleme!”


Adora yazıyı birkaç defa okudu. Kağıda düşen bir damla sayesinde kafasını kaldırabilmişti. Hava kararmıştı. Öyle bir kararmıştı ki kara bulutlar her zamankinden daha da karaydı. Gün ışığının sızmasına asla müsaade etmek istemezcesine. Her an gök yarılıp sağanak başlayabilirdi.


“Sersem Semi, az daha kalıp beni de götürsen ölürdün!”


Yine sinirlenecek bir şey bulduğuna inanamıyordu. Dahası artık endişe duyacağı bir konu vardı. Takip ediliyordu.


“Kim beni takip edecek ki? Neden?”


O esnada bir çığlık koptu. Dağların sert kaya yüzeylerinde yankılandı. Bu bir insan çığlığı değildi. 


Kasabanın tepesinde garip kara bir siluet uçuyordu. Çığlık ona aitti ve hızla kendisine doğru geliyordu.

GÖREV KİTAP KAPAĞI.png
bottom of page